Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | break with v. | ayrılmak | ||
Sami refused to break with Layla. Sami, Layla'dan ayrılmayı reddetti. More Sentences |
||||
General | break with v. | ilgisini kesmek | ||
General | break with v. | selamı sabahı kesmek | ||
General | break with v. | ile bağını koparmak | ||
General | break with v. | ilişkisini kesmek | ||
General | break with v. | -den ayrılmak | ||
Idioms | ||||
Idioms | break with v. | köprüleri atmak | ||
Idioms | break with v. | tüm ilişkiyi kopartmak | ||
Idioms | break with v. | tümüyle kopmak | ||
Archaic | ||||
Archaic | break with v. | (birine) açılmak | ||
Archaic | break with v. | (biriyle) sırlarını paylaşmak | ||
Archaic | break with v. | (biriyle) düşüncelerini paylaşmak |